Fallout 3

Fallout tekrardan benzeyen bir hikaye ile karşımıza çıkıyor. Nükleer atık ve radyasyon karşısında tüm canlıların yaşam savaşı ve yaşama zorluklarını konu alıyor.İlk başlarda 1997 senesinde karşımıza çıkan oyun RPG türünün nimetlerinden sonuna dek faydalanmış. Senaryoda buna paralel olarak becerilerimizi gösterebilmemizi istiyor. İnsanların dünyadaki radyasyondan kaçmak için kendisini yer altında bulunan Vault’larına kapatırlar. Oyun kahramanımızın yaşadığı 13 no’lu Vault’un su arıtma çipi bozulur ve yenisi aramak için ise kirli dünyaya çıkması gerekmektedir. İşte bu noktada macera başlar. Bu oyun çıktıktan bir yıl sonrasında Fallout 2 RPG öğeler ve konusu ile ilgi görmüştü. Bu oyundan sonra sesi çıkmayan Fallout’un üç yıl sonra Fallout Tactics: Brotherhood of Steel versiyonu çıktı. Bu oyun diğer oyunlardan farklıydı ve oyun severler bu versiyondan hoşlanmadı. Daha çok taktiksel bir savaş vardı ve aksiyon tarzındaydı.

Bütün canlıların birbiri ile savaşması ve radyasyon ile gelen tehlikeden sonra bir damla suyun kalmaması. Dünyanın yok olduğu durumların işlendiği oyunlar yada filmlerde içinde bulunduğumuz küresel ısınmanın tehlikeleri kendisini gösteriyor gibi. Sene 2277 ve nükleer savaştan iki yüz

yıl geçmiş. Bir bebek o gün doğar ve Washington D.C.'deki Vault 101’de gözlerini dünyaya açar. Nükleer yıkıma neden olacaktır. Yıkımla birlikte buralardaki bütün hayat belirtileride kaybolmuştur. Vault’lar yani Overseer'ın tüm otoritesini kullandığı büyük kafesler insan türü için güvenli sayılabilecek olan tek yerdir. Vault-Tec’in vereceği temiz su ve besinler yemek ya da atık topraklarda yaşam mücadelesi vermek. Ya tutuklu kalacak yada yaşam mücadelesi vereceksiniz. İşte Fallout bize bunları tekrar hatırlatıyor.

Oyun karakterimiz Vault 101 içerisinde büyüyor. Daha sonra kimsenin girip çıkamadığı Vault 101 içinden babamız kaçıyor. Öldürülmemek ve babamızı bulmak için Vault 101 içerisinden kaçıp kendimizi Wasteland’da buluyoruz. Bu andan sonra ana konuyu ister takip edebilir ya da etmeyebilirsiniz. Biraz yan görevleri yapın ve sonra ana görevi bitirin. Oyunun ana konusunu kendiniz oynayarak görün.

Oyun içerisinde Ghoul tarzında yaratılar var. Ayrıca Raider’ler de oyun içerisinde bulunuyor. Kocaman hamamböcekleri gerçekten iğrendirecek gerçekçilikte tasarlanmışlar. Bol bol güvenlik robotları ile karşılaşıyorsunuz. Size karşı savaşan bu robotların kontrollerini ele geçirip sizinle beraber savaşmasını sağlayabilirsiniz. Yanınıza bir tane de yardımcı alabilirsiniz. İsterseniz sadece kiralık katilleri seçebilirsiniz. Bir anda karşınıza çıkabiliyorlar.

Günümüze kadar gelen oyunların içerisinden en iyilerinden olan bu oyunu on sene sonra tekrar çıkartabilmek herkesin harcı olmasa gerek. Büyük bir cesaret örneği diyebiliriz. Cesaretin yanı sıra bazı oyunların devamı her zaman için gelecek diye bir kural yoktur. Bunu her yapımcı

başaramaz yada cesaret edemez. Ancak Fallout böyle bir oyun olarak karşımızda. Oyun severlerin yenisini beklemediği bir oyun. Çünkü 2008 yılı için yeniden yorumlanamayacak kadar kusursuz olan bir oyun. Aslında öyleydi ancak Bethesda bunu güvenli olan mahzenlerden birsine yeniden minin bir

bebek olarak düşürene dek. Aslında burasını biraz açmak gerek. Oyunu sadece Fallout olarak görerek on sene öncesi ile karşılaştırmamak lazım. Bethesda'nın Fallout yorumu olarak görüp değerlendirmek daha doğru olacaktır. Özünü koruyan oyun sadece bugüne göre tekrardan yorumlanmış diyebiliriz. Black Isle oyunu değil de Bethesda yorumu olan oyunun her anında bunu anlamak mümkün.Burada ayrım yapmak doğru olacaktır. Neden derseniz eğer ilk 2 oyun sıra tabanlı rol yapma sisteminde idi. Fallout’ta klavye ve fare hareketi becerisi ile ilermek oyunu güzel yapan en etkin yönüydü diyebiliriz. Fallout, 2008 senesinde yine en iyisini Berhasda ile çıkartmış. Eğer ön yargılı olmazsanız wasteland’ın radyasyonunu sonuna kadar hissedebilirsiniz.

B. Kurtoğlu